Ne olur beni toplumda birey olarak kabul edin
Yazıyı Sosyal Medyada Paylaş
Ne olur beni toplumda birey olarak kabul edin
Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü İbrahim Erkan’la röportajımızın son bölümüne geldik.
Bu bölümde AB birliği proje kapsamında işitme ve görme engelliler için yürütülen projeyi sizlerle paylaşacağız.
Yurtdışında ürettiğiniz proje sadece Türkiye’de mi uygulanıyor?
Bu proje sadece görme ve işitme engellilere yönelik hazırlanmış bir projedir. Bu proje bize ait değil, bu projeyi yapan İngiltere’nin Helefort kentindeki görme engelliler okulu var. Bu okulun hazırladığı bu projeye biz de ortak olduk. Bu projeye sadece Türkiye’den değil, diğer ülkelerden de ortaklar var. Bulgaristan’dan, Romanya’dan bir de İtalya’dan proje ortağımız var. Beş ülkenin projesidir bu proje.
Proje hakkında bilgi verir misiniz?
Küresel ısınma diye bir olay var. Bu hepimizin kabul ettiği insanoğlunun etkisinin küresel ısınmada rolü büyük, küresel ısınmada evren kendi kendine ısınmıyor. Küresel ısınmaya yol açan doğa olaylarının dengesini biz bozuyoruz. Bireyler olarak üzerimize düşen küresel ısınmanın azalması yönünde görevlerimizi birey olarak az çok yerine getirmeye çalışıyoruz. Biz bunun farkındayız, bunun farkında olmayan, bununla ilgili bilinçlenme konusunda özellikle görme ve işitme engelli öğrencilere anlatılması, bilinçlendirilmesi küresel ısınma diye bir olayın olduğunun farkına varılması konusunda yapılmış bir projedir. Avrupa Birliği projesi yurtdışında bu konuda bizim toplantılarımız oluyor. Görme ve işitme engelli bireylere gösterilmek üzere CD hazırlandı. Biz bu konuyu daha da genişlettik diğer engel gruplarını da uygulanabilir. CD şuan oluşma aşamasında Temmuz’da bir toplantımız daha olacak, toplantı Bolu’da yapılacak. CD dışında materyaller, çalışmalar üzerinde konuşacağız.
Bolu bu projenin son aşaması mı?
Evet, son aşaması. Sonuç raporu çıktıktan sonra pratiğe uygulanması için çalışmalara başladık. Afiş, broşür bastırdık. Projeden çıkan materyaller görme ve işitme engelli okullarına gönderilecek. Daha sonra okullar bu materyalleri kullanacaklar. Avrupa Birliği’nin daha çok desteklediği projeler engellilere yönelik hazırlanmış projelerdi. Burada önemli olan risk gruplarını yani engellile
ri,işsizleri, varoşları desteklemektir. Küresel ısınmayla ilgili ülkeler arasında toplantılar, bunlarla ilgili çalışmalar yapılıyor. Buradaki amaç bir öğrenciyi kazanabilmek veya bir bireyin davranışını değiştirebilmektir. Burada engellilerle ilgili yapılan çalışmalar dünyayı değiştirecek çalışmalar değil, bir bireyin yaşamını, hayatını değiştirmek çok büyük etkidir.
Bolu’da toplantı ne zaman yapılacak?
16 Temmuz’da AB projesi kapsamında dört ülkeden gelecek katılımcılarla sonuç bildirgesi ve CD’sini hazırlayacağız. İngiltere, İtalya, Romanya ve Bulgaristan’dan gelen katılımcılarla beraber toplanacağız. Toplantı sonrası sizleri bilgilendiririz.
Bolu’da engellilerin yaşamlarını kolaylaştırabilmek için Belediye ne yapıyor?
Belediyenin çalışmaları var. Belediye engelli vatandaşlara tekerlikli sandalye dağıttı. Bizdeki kaldırımlar çok yüksek, kaldırımların yüksek olmasının nedeni arabalar park etmesin diye, Avrupa’da kaldırımlar yüksek değil engelli vatandaşlar rahat etsin diye. Bunlar ülkenin gelişmişlik seviyesiyle de ilgili, bizim toplumsal bilincimiz yok. Avrupa Birliği’ne girme adımları engelli bireylerin fark edilmesini sağlıyor. Belediyeden çok bizim engelli vatandaşlara toplum olarak sorumluluğumuz var, toplum olarak bu konuda çok eksiğimiz var. Caddede yürüyün, caddelerde tekerlekli sandalyeyle engelli vatandaşların yürüyeceği kaldırımda tümsekler vardır. İnsanlar oraya araba park ediyor. Bizim yasala rımızda elli kişi ye karşılık yüzde 3 oranla engelli çalıştırma zorunluluğu var. Burada sıkıntı birincisi cezaları az, ikincisi bazen çalıştırmak adına ben sana aylık maaşını veriyim sen işe gelme deniyor. Bu son derce yanlış o kişiye siz iyilik yapmıyorsunuz son derece kötülük yapıyorsunuz. İş yeri içersinde engelli vatandaşlara uygun iş vermek zordur.
Engelli vatandaşlara karşı toplumun üzerine düşen görevler nelerdir?
Her şeyden önce ilgi ve sevgiye ihtiyaçları var. Onlar maddiyat beklemiyor, biz hep bu yanlış içersindeyiz. Onlar insan, birey gibi toplumda kabul görmek istiyorlar. Engelli birey “Ben de sizden birisiyim, benim fiziksel, zihinsel yetersizliğim olabilir. Ben de sizler gibi bu toplumda yaşamaya hakkı olan bireyim. Ne olur beni toplumda birey olarak kabul edin” diyor. “Siz her şeyi yapabilirsiniz top oynarsınız, gezersiniz. İş yerinde beceriklisinizdir ama benim de yapabileceğim muhakkak bir şey vardır” diyor. Engelli vatandaşların en büyük ihtiyacı insan gibi değer görebilmektir. Onların ne paraya ne de kıyafete ihtiyacı var. İş, sevgi ve insan gibi muamele istiyorlar.
Bunu ifade edebiliyorlar mı yoksa siz davranışlarından mı seziyorsunuz?
Sürekli onlarla içli dışlı olduğumuz için kendi ihtiyaçlarını zihinsel engelliler değil de fiziksel engeli olanlar, bir de işitme ve görme engeli olanlar ifade ediyor.
Engelli bir çocuk var. Peki bu çocuğa karşı siz nasıl bir yaklaşım izliyorsunuz?
Yasal olarak 614 yaş arasındaki tüm bireyler eğitim kulvarına girmek zorunda. Burada çocuk okula gidemeyecek düzeyde yetersizliği varsa, bununla ilgili bizim evlerde eğitim çalışmalarımız var. Bolu’da altı tane öğrenci evde eğitim alıyorlar. Eğer veli çocuğu okula vermezse ya da çocuk devamsızlık yaparsa veliye yasal işlem uygulanır.
Sizin haberinizin olmadığı engelli çocuk olabiliyor mu?
Okula müracaatlarda veli müracaatlarına bakılmıyor artık, adrese dayalı nüfus sistemine kayıt olduğu anda sistem çocuğu buluyor ve okula kaydını yapıyor. Köylerdeki çocuklar da tespit edilip taşımalı eğitim sistemine kaydı yapılıyor. Özel eğitim sınıfına giden öğrenciler ücretsiz taşınıyor. Bunlar 2006 yılından sonra yapılan faaliyetler.