Sabah Kahvaltısı: Engelsiz Bir Güne Başlamanın İlk Adımı
Yazıyı Sosyal Medyada Paylaş
Sabah güneşin yavaş yavaş odama dolanmasını hissettim. Gözlerimi araladığımda, günün getireceklerini düşünmek yerine bugün ne yapsam diye düşünmeye başladım. Her gün biraz çaba gerektiriyordu, özellikle de engelli biri olarak.
Bugün misafirlerim gelecekti ve onlara güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum. Mutfak masasına doğru tekerlekli sandalyemle ilerlerken, engellerle dolu bir günün başlangıcını yapıyordum. Ancak, engeller beni asla durduramazdı.
İlk olarak, taze poğaçalar yapmaya karar verdim. Tezgahın yüksekliği biraz zorluyordu ama önceden hazırladığım yardımcı aparatlar sayesinde malzemelere ulaşmak daha kolay oluyordu. Hamuru yoğururken, Ece’nin neşeli sesini ve kahkahalarını düşünerek kendimi mutlu ettim.
Sonra sıra yumurta omletine geldi. Sevdiğim tarifleri bir bir uygularken, mutfakta dolaşmanın ve malzemelerle çalışmanın tadını çıkarıyordum. Engelli olmak, bazen biraz daha yaratıcı olmayı gerektiriyordu ama bu benim için bir sorun değildi.
Tabii ki, kahvaltının tamamlayıcısı olan reçelleri de unutamazdım. Çilek reçelini özenle hazırladım, taze çileklerin mis gibi kokusu bütün mutfakta yayılmıştı bile.
Misafirlerim geldiğinde, mutfaktan yayılan kokularla karşılandılar. Onların yüzlerindeki mutluluk ve şaşkınlık, tüm emeğimin boşa gitmediğini gösteriyordu. Engellerin aslında, yaratıcılığı ve azmi tetiklediğini, birlikte aşıldığında da en güzel anların yaşandığını bir kez daha anlamıştım. Ve işte, engellerle dolu bir günün sonunda, birlikte geçirilen güzel anlar, tüm zorlukları unutturacak kadar değerliydi.