Kübra, engelini masa tenisiyle geçti
Yazıyı Sosyal Medyada Paylaş
Kübra, engelini masa tenisiyle geçti
4 yaşında elektrik çarpması sonucu iki bacağıyla bir kolunu kaybeden 15 yaşındaki Kübra, ruhunu sporla tedavi etti.
Kübra’nın masa tenisinde Avrupa derecesi var.
“Masa tenisi benim ilacım. Benim için su demek. Bir insan nasıl susuz yaşayamazsa, ben de masa tenisi olmadan yaşayamam” diye anlatıyor Kübra Öçsoy masa tenisinin yaşamındaki önemini.
Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı bir köyde dünyaya gelen, 4 yaşında elektrik çarpması sonucu bir koluyla 2 bacağını kaybeden Kübra Öçsoy (16), yaşama azmini ve hayata bağlılığını hiçbir zaman yitirmedi.
Tedavisi ve eğitimi için ailesinin başkente taşınmasının ardından Doğan Çağlar Özel Eğitim Okuluna başlayan ve 9. sınıf öğrencisi Kübra, 3 yıl önce masa tenisi ile tanıştı.
Diyanetspor’a bağlı olarak sürdürdüğü masa tenisi kariyerinde kısa sürede önemli başarılara imza atan Kübra, 2007 ve 2009 Avrupa şampiyonalarında takımlarda Avrupa üçüncüsü oldu. Paralimpik olimpiyatlara hazırlık kapsamında turnuvalara katılan Öçsoy, Slovenya’daki turnuvada, Avrupa Şampiyonu Rus rakibini fire vermeden yenerek, birinci oldu.
Kübra Öçsoy, okullarını ziyaret eden antrenör İlhami Kılınçkaya sayesinde bu sporla ilgilenmeye başladığını belirterek, masa tenisiyle tanıştıktan sonra hayata bakış açısının değiştiğini vurguladı.
Kısa sürede başarılı sonuçlar elde etmesini kendisine inanan hocası Kılınçkaya ile azmi ve çok çalışmasına bağlayan Öçsoy, “Dersler sona erdikten sonra spor salonuna iniyor ve saatlerce antrenman yapıyorum. Bu hafta içi 7, hafta sonları ise 9 saati buluyor” dedi.
Öncelikli hedefinin eylül ayında Güney Kore’de yapılacak dünya şampiyonasında birincilik olduğunu anlatan Öçsoy, bunun için tüm yaz tatilini kamp yaparak geçireceğini söyledi. Daha sonra da paralimpik olimpiyatlarda şampiyonluğa ulaşmak istediğini dile getiren Öçsoy, şöyle konuştu:
“Ona göre çalışıyor, ona göre hedef belirliyorum. Masa tenisi benim tek ilacım, geleceğim. Herşeyimi masa tenisi üzerine kurdum. Benim için su demek. Susuz bir insan nasıl yaşayamazsa ben de masa tenisi olmadan yaşayamam. Masa tenisinin temeli azim ve hırs. Ben de azmettim ve başardım. Artık mesleğim olarak görüyorum.
Yüksek öğrenimimi spor akademisinde yapmak istiyorum. Olimpiyatlarda kendimi kanıtladıktan sonra kendim gibi engelli arkadaşlarımın elinden tutmak onları da spora kazandırmak istiyorum. Ama öncelikle olimpiyatlara katılmalı ve başarılı olmalıyım.”
“ARTIK MERAKLI BAKIŞLARI ÇOK TAKMIYORUM”-
Daha önceleri engelini aşamadığını, engelinin, kullandığı protezin ve insanların “ah yavrum ne oldu sana” şeklindeki sorularının kendisini rahatsız ettiğini dile getiren Öçsoy, profesyonel bir sporcu olduktan sonra kendine güveninin geldiğini söyledi.
“Artık meraklı bakışları çok takmıyorum. Sinirlenip üzülmüyorum. Çok açığım… Protezimi göstermem hiçbir sorun olmuyor” diyen Öçsoy, tüm engellilere asla kendilerini eve kapatmamalarını ve bir spor dalıyla ilgilenmelerini önerdi.
Bu sayede birçok ülkeyi gezdiğini, farklı insanlarla ve kültürlerle tanıştığını ifade eden Öçsoy, hayatı algılama tarsının değiştiğini vurguladı.
Ailesinin kendisiyle gurur duyduğunu gördükçe mutlu olduğunu da ifade eden Öçsoy, “Son birinciliğim anneler gününe denk geldi. Turnuvadan sonra annemi arayarak, şampiyon oldum dedim. Tabii annem sevinçten uçtu” diye konuştu.
DÜNYA SIRALAMASINDA DÖRDÜNCÜ
Kübra Öçsoy’un antrenörü İlhami Kılınçkaya ise genç sporcunun önemli bir yetenek olduğunu belirterek, üç sene gibi kısa bir sürede çok önemli başarılara imza attığını söyledi.
Şu sıralarda 28 ülkeden 300 sporcunun katılımıyla paralimpik oyunları baraj puanlarının belirlendiği turnuvaların yapıldığını belirten Kılınçkaya, “Kübra dünya sıralamasında dördüncü. Paralimpik olimpiyatlarına da dünya şampiyonasına da katılabiliyor” dedi.
Kübra’nın azmiyle tüm sporculara örnek olacağını dile getiren Kılınçkaya, “Kübra son turnuvada Avrupa Şampiyonu Rus rakibini fire vermeden yendi. Turnuva boyunca o kadar istekli ve azimliydi ki bacakları yara olana kadar hırsla oynadı” diye konuştu.